Cinsel konularda bilgisi olmayan insanlar, birbirinden hoşlanan iki kişinin yatakta çıplak olarak bir araya geldiğinde her şeyin doğal bir şekilde seyredeceğini ve güzel bir cinsel ilişkinin yaşanabileceğini zannederler. Ancak cinsellik ile ilgili konularda çok çeşitli nedenlerle her zaman her şey yolunda gitmeyebilir. Bazen dış dünyadan, ama bazen de iç dünyamızdan gelen çeşitli sorunlar cinsel yaşantımızı olumsuz etkileyebilir.
Geçmişte yaşadıklarından yola çıkarak birçok erkeğin kafasının içinde çeşitli endişeler ve korkular olabilir. "Ya bu kadınla sevişmemizde başarılı olamazsam...ya penisim yeterince sertleşmezse... Ya kadın beni beğenmezse.. Acaba penisin küçük mü?... Acaba erken boşalma olur mu ?'' Bu ve benzeri kuruntular ile başlayan bir cinsel ilişkide sorun çıkmaması mucize olur.
Zaten böylesine endişeler ile başlayan bir cinsel ilişki sevişmekten çok sınava girmeye benzer. Endişeler içinde ilişkiye kalkışınca, kendini gerçekleştiren kehanet gerçekleşir ve kişi başarısız olur. Bu şekilde olumsuz bir kısır döngünün başlaması çok yaygındır.
Korku ve endişelerin bazen bilinen bir nedeni vardır. Bazen de çocukluk yıllarından gelen unutuldu zannedilen çeşitli olumsuz birikimler cinsel istekte azalmaya neden olabilir. Diyelim ki tam ilişkinin başında kadının erkeğe karşı onu olumsuz etkileyebilecek bir davranışı olsun. erkeğin kalbi kırılmış olabilir. Yani duyguları incinmiştir.
Penis çok hassas ve duyarlı bir organdır. Biz bu duruma penisin bilgeliği diyoruz. Olumsuz bir durumun mevcut olduğu böylesi bir cinsel ilişki durumunda aklınız ve mantığınız size 'sen erkeksin penisini kaldır, sok ve erkekliğini kanıtla ' der.
Aklınız bu şekilde emretse bile penis bir emir eri değildir ve genellikle duyguların sesini dinler. Duyguları olumsuz etkilenen bir erkeğin cinsel ilişkiye karşı olan isteksizliği doğal bir sonuçtur. Sonuç olarak penis duyguların sesini dinler ve sertleşmekten vazgeçer. Duyguların sesini dinlemeyi bilmeyen birçok erkek penisin sertleşmemesini anlayamaz. Hatta erkekliğini kaybettiğini bile düşünür. Aslında başarısızlığın en büyük nedeni 'ya başarısız olursam' endişesidir. Tıbbi olarak performans anksiyetesi dediğimiz bu durum gerçekte çok yaygındır.
Musevi tüccar zengin Mişon'un karısı madam Raşel evlerinde temizlik işlerine yardım etsin diye kapıcıları Sivaslı Hamo'nun karısı Fatma kadını her gün çağırıyormuş. İki kadın bir arada olunca haliyle cinsel konular da açılıyormuş.
Fatma kadın her gün Hamo'dan 'Dün 3 defa yaptı, bugün 2 defa yaptı 'diye dert yanıyormuş. Tabii ki madam Raşel de bunu Mişona aktarıyor. Sonunda Mişon'un kafası kızmış. Sabah evden çıkarken Hamo'yu yanına çağırmış ve neler yaptığını sormuş. Hamo gayet rahat bir şekilde ''Heç işte bey oturuyoruz'' demiş.
Mişon da ''olmaz öyle Hamo al şu parayı buraya bir sandık elma ve bir sandık armut koy. Sonra bunları satınca bir sandıkta portakal alırsın. Daha sonra bir manav dükkanı açarsın. Hatta daha sonra bir de süpermarketin olur.
Al şu parayı hadi başla'' demiş. Daha sonraki günlerde Mişon madam Raşel'e Hamo'nun skor haberlerini sormuş. Madam Raşel de Fatma kadına durumu sorunca "Ah sormayın hanım Hamo'ya bir haller oldu. Akşamdan sabaha kadar oturup hesap yapıyor. İki sandığı satınca üç alıcam. Üçünü satınca beş alıcam diyor. Ama artık bana hiç dokunmuyor'' demiş.