Bitmeyen bir senfoni gibi, "çocuk sahibi olmak" hemen bütün evli insanların ortak rüyasıdır. Çocuğu en iyi bir şekilde yetiştirmek, onu en iyi okullarda okutmak, hayatta başarılı olmasını sağlamak en büyük anne-baba hayallerindendir. Ancak bu hayal ettiğiniz kalıplara uymayan ve sizi her durumda zorlayan bir çocuğunuz varsa? Kıpır kıpır yerinde duramayan, motor takmış gibi ortalıkta dolaşan, kapılara, pencerelere, düz duvara tırmanan bir çocuk... Unutkan, dağınık, dikkatsiz bir çocuk... Söz dinlemeyen, sakar ve kendini tehlikeye atan bir çocuk varsa?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB); Aşırı hareketlilik, dikkatsizlik ve dürtüsellik belirtileri ile ortaya çıkan bir psikiyatrik hastalıktır. Genetik yatkınlığın yanı sıra beynin ve nörokimyasal maddelerin dengesizliği ile ilgilidir.
Ana okul veya ilkokul çağında ailenin ve öğretmenlerin dikkatini çeker. Aslında zekası normal veya normalin üstünde de olabilir. Ancak arkadaşlarına göre belirgin bir başarısızlığı vardır. Hatalı bir şekilde geri zekalı diye damgalanabilir. Ders çalışmadığı ve çalıştırmadığı için hem öğretmenler hem de arkadaşları tarafından itelenir. Söz dinleme sorunu nedeniyle aile tarafından hırpalanabilir. Bu nedenle dayak yiyen çok çocuk vardır.
Beynin çalışmasını düzenleyen esas tedavi kırmızı reçete ile alınan bazı ilaçlardır. Bu ilaçlar mutlaka kullanılmalıdır. Ne yazık ki birçok anne-baba "ya bu ilaçlar çocuğumun beynini bozarsa" diye bir düşünce ile tedaviyi aksatabiliyorlar. Ayrıca sağda solda bir şey bilmeyen ama bilmediğini de bilmeyen insanların akıl vermesi sonucu anne-babaların tedaviyi kesmeleri çok sık olabiliyor. Elbette bu çok yanlıştır. Ve de aslında anne-babaların tedaviyi kesmeye hakları da yoktur. Şöyle düşünün çocuğunuzun ayağı kırılsa; Anne-baba "ben alçıya karşıyım" diyerek ayağın alçıya alınmasına engel olabilir mi? Elbette anne-baba alçıya alınmasına nasıl engel olamazsa DEHB'nin tedavisine de engel olamaz, olmamalıdır.
DEHB çok sıklıkla şımarıklık, aile terbiye bozukluğu ve hatta depresyon ile karıştırılabilir. Eğer teşhis ve tedaviden endişe ediliyorsa başka bir uzmana danışılmalıdır. Bu rahatsızlık aslında özel olarak çocuk ve ergen psikiyatristlerinin veya gerektiğinde genel psikiyatristlerin tedavi edebileceği bir sorundur.
Bu ve benzeri konularda Yard. Doç. Dr. Neslim G.Doksat'ın yazdığı Anne Babalar için Başucu Kitabı'nı kuvvetle tavsiye ederim.